“Bütün insanlar doğal
olarak bilmek isterler” Aristoteles
İnsanı insan yapan temel özelliklerden biri, onun önce
kendisini daha sonrasında ise çevresi bilme isteğidir. Felsefe temel olarak bu
bilme isteğinden ortaya çıkan bir sosyal bilimdir.
Bilgi, bilen varlıkla(özne veya suje), bilinen varlık (nesne
veya obje) arasındaki bir ilişkidir. Bu ilişkide bilenin mi, yoksa bilinenin mi
ağır bastığı; bilginin kaynağı, alanı, kapsamı v.b… konular bilgi felsefesinin
konularıdır. Felsefe de esas manası ile bir bilgidir, ancak özel tür bir
bilgidir. Felsefe’nin nasıl bilgi olduğuna bakmak için diğer tür bilgileri de
incelememiz gerekmektedir.
Gündelik Bilgi:
Bilinçli bir araştırma yöntemi sonucunda elde edilmiş olmayıp, farkında olmadan
elde edilen bilgidir. Örnek olarak, yağmurun yağdığında ıslanacağımızı
bilmemiz.
Bilimsel Bilgi:
Bilimsel yöntem, bilimsel araştırma, bilimsel açıklama, bilimsel kuram,
bilimsel yasalar v.b… ile harmanlanıp. Bilimsel yöntem ve usullerle
doğrulanması mümkün olan en güvenilir bilgi türlerinden biridir.
Felsefi Bilgi:
Felsefi bilgiyi ele alırken dikkat etmemiz gereken en önemli husus, felsefi
bilginin bilimsel bilgi gibi her ahval ve şart içerisinde değişmez olmadığıdır.
Felsefi bilgi değişkendir yani bilimsel bilgi gibi herkes
tarafından kabul edilen, kesin bilgiler ve sonuçlar söz konusu değildir. Zaten
bugüne kadar her hangi bir filozofun görüşlerinin herkes tarafından kabul görüldüğüne
rastlanmamıştır.(…) Felsefe tarihi boyunca felsefi sistemler birbirlerini takip
etmiş, her filozof kendisinden evvel gelen filozofları çürütmeye çalışırken
kendisinden sonra gelen filozoflar tarafından reddedildiğini görme kaderiyle
karşılaşmıştır(…)[1] İşte
buradan yola çıkacak olursak, gerçek manada felsefe tarihi öğrenmiş olsak dahi,
felsefe yapmayı öğrenemezsek felsefe yapamayız. Önemli olan felsefe yapabilmeyi
öğrenmektir.
Kant’ın da belirttiği gibi; “Öğrenebilinecek felsefe yoktur,
ancak felsefe yapmanın kendisi öğrenilebilir”. Bu yüzden felsefe aramaktır ve
yolda olmaktır. Felsefi düşünce eleştirisel bir düşüncedir, kendisine veri
olarak aldığı her bilgiyi aklın süzgecinden geçiririr. Bu akıl süzgecinden
geçirme durumu salt aklı kaynak olarak kabul etmek değil, akıl ile düşünceyi
yoğurmaktır.
Felsefe insanı düşünmeye sevk eden bir düşünme ve bilgi
projesidir. Bu proje insanı bilgeliğe götürmenin “Yolda olmanın” yolunu çizen
bir haritadır. Bu harita Sokrates’in ölümü göze aldığı bilginin, İbni Rüşt’ün;
Kur’an‘ın evrene bakarak, bizi onun yaratıcısını düşünmeye davet ettiği
bilginin ta kendisidir.
Felsefe, insanı insan yapan ve araştırma, soruşturma, ruhunu
anlamlandırma yorumlama ve değerlendirme etkinliğinin hayata dair önemli
sorular sorma ve onlara cevaplar bulma olgusunun, erdemli olmak, ahlaklı ve
mutlu yaşama mücadelesinin kısacası bilgeliğe ve hikmete[2]
ulaşmanın, en hakiki yoludur.
[1] Fel.Gir. A.
Arslan s.30 Adres yay. 23.baskı, şubat 2016
[2] Philo-sophia’da
ki sophia da Müslüman Âlimler tarafından hikmet olarak çevrilmiş, filozoflar
hâkim/hukema denilmiş ve felsefenin en yüksek biçimi olan metafizik hikmeti
adıyla anılmıştır.
Yorumlar
Yorum Gönder